3 Ocak 2015 Cumartesi

KADIN HASTALIKLARINA GİRİŞ:

Dışardan içe doğru kadın üreme organlarında görülen başlıca hastalıklardan söz edeceğiz. Kadın üreme organlarında görülen her hastalıktan söz etmek konunun bütünlüğünü bozacağı düşüncesiyle, önemli ve sıklıkla görülenlerinden söz etmeyi uygun gördük. Kadın hastalıklarının bir bölümünden daha Önceki bölümlerde konunun gereği olarak söz edilmiştir. Bu bölümde daha önce anlatılmayan diğer bazı kadın hastalıklarından söz edeceğiz. Konuya kadın üreme organlarında görülen, doğumsal yapı bozukluklarıy-la başlamayı uygun bulduk.

KADİN HASTALIKLARINA GENEL BAKIŞ:

Kadın hastalıkları adlı bu bölümde kadının üreme organlarını ilgilendiren hastalıklar incelenecektir. Kadının üreme organlarında gelişen hastalıklar, üç yönden önemlidir, önceleri yalnız üreme organlarından birini tutmuş olan herhangi bir hastalık, bir süre sonra diğer üreme organlarına ve/veya vücudun üremeyle ilgisiz organlarına yayılıp, kadının bedensel sağlığını olumsuz yönde etkiler. Üreme organlarını ilgilendiren hastalıklar, diğer yönden bu organların ana görevlerinden biri olan üreme işlevlerini de aksatarak kadının hamile kalmasına, eğer kalmışsa hamileliğini sürdürmesine engel olabilirler. Bu hastalıklardan bazıları dölütü de (fetus) olumsuz yönde etkileyebilir. Son olarak da, bu organlarda gelişen çeşitli hastalıklar, kadının cinsel yaşamında aksaklıklara yol açarak çok ciddi psikolojik sorunların gelişmesine neden olabilirler. Her kadının, kadın olarak gerek bedensel gerekse de psikolojik yönden bazı risklerden uzak kalması için yılda hiç değilse iki kez bir kadın hastalıkları uzmanına başvurup gerekli kontrolleri yaptırması son derece yararlı olacaktır. Bu yarar yalnız kendisi için değil, ortak bir yaşam sürdürdüğü eşi ve sahip olacağı çocukları için de geçerlidir. Kadın hastalıklarını incelemeye başlamadan Önce, kadın hastalıklarının teşhisinde yararlanılan bazı muayene yöntemlerinden söz edeceğiz.

KADIN HASTALIKLARININ BELİRTİLERİ:

Kadın üreme organlarına ilişkin hastalıkların belirtileri, diğer bir deyişle kadında yol açtığı yakınmalar başlıca 4 çeşittir: 1 Ağrı 2. Kanama 3. Akıntı 4. Karın büyümesi.

Bu belirtilerin bir ya da birkaçı birlikte bulunabilir. Bu belirtiler tüm kadın hastalıklarının ortak belirtileridir. Yapılan muayene yöntemleriyle bu yakınmalara yol açan’ nedenler ortaya çıkarılarak tedavi planlanır. Şimdi sırayla bu belirtilere hangi kadın hastalıklarının yol açabileceğini kısaca gözden geçireceğiz.

KADIN HASTALIKLARININ TANISINDA UYGULANAN BAZI MUAYENE YÖNTEMLERİ:

Kadın hastalıklarının tanısıda, bazı teknik yöntemler hekime yardımcı olarak, hastalıkların teşhis edilmesine olanak sağlar.Çünkü insan duyuları her olayı görmek ve hissetmek İçin yeterli değildir. Bu tıbbi teknik yöntemler, insan duyularının erişemediği boyutları açıklamakta ve hekime teşhis için ipuçları vermektedir. Yani hekim çıplak gözle göremediğini, mikroskopla ya da röntgenle görebilmekte, bunları bilgisiyle değerlendirerek bir teşhise varabilmektedir. Bilgilerimizin giderek artışı ve teknik yöntemlerin hızla gelişmesi, bugün için bilinmeyen pek çok konuyu aydınlatmıştır. Bunların sonucunda da hastalıkların teşhisi daha erken dönemde yapılabilmekte, tedavileri de ona göre daha etkin olabilmektedir. Yine bilgilerimizin artışı ve teknik yöntemlerin gelişmesi, tedavi alanında da gelişmelere yol açmıştır. Böylelikle hastalıkların tedavi edilebilme ve tedavide başarı şansı artmıştır.

Şimdi aşağıda sırayla, kadın hastalıklarının tanısında hekime yardımcı olan muayene yöntemlerinin bazılarından söz edeceğiz. Vaginal muayene (Vaginal tuşe): Kadm hastalıklarının teşhisinde başvurulan ilk muayene yöntemi “vaginal tuşe” dir. Bu muayene için hasta “jinekolojik muayene masası”na yatırılır ve hasta burada muayene için uygun pozisyonda yatar, zaten bu masanın özelliği hastanın muayene için uygun pozisyonda bulunmasına yardımcı olmaktır. Hekim hastanın yakınmalarını dinledikten sonra önce dıştan görebileceği belirtileri gözle arar yani kısa bir gözlem yapar. Daha sonra “spekulum” ya da “valf” admı alan demir aletlerle kadının vaginasını aralayarak, rahim ağzmı (serviks uteri), vaginayı inceler, oralarda bir hastalık belirtisi olup olmadığını (rahim ağzında erozyon, vaginitis gibi) arar. Daha sonra ise hekim bir elinin (genellikle sağ) bir ya da iki parmağını vaginaya sokar, diğer eliyle karın üzerinden kullanarak, uterusu, ovaryumîan arar, normal olup, olmadıklarını (miyom, ovaryum kistleri gibi) araştırır. Bu muayenelerle sağlanan bulguların kesinleştirilmesi ya da varsa bir kuşkunun giderilmesi için gerekli başka muayene yöntemlerine başvurulur. Vaginal smear (Vaginal yayma, eksfölyatif sitoloji): Daha önce de söz ettiğimiz gibi vaginayı kaplayan doku tabakası (vagina derisi, vagina mukozası) periyodik olarak salgılanan hormonların periyodik değişimlerine uyum gösterir. Aynı zamanda vaginayı kaplayan doku tabakasında bulunan hücreler zamanla dökülerek, yerlerini genç hücrelere bırakırlar, yani sürekli yenilenirler. İşte bu özelliklerden yararlanılarak, vaginadaki salgının mikroskop altında incelenmesiyle bazı hastalıkların teşhisinde ipuçları yakalanır. Vaginal smear alınması ya da sitolojik muayene için hasta jinekolojik muayene masasına yatırılarak kuru bir spekulum yapdımıyla vagina açılır. Ucunda pamuk sarılı bir çubuk ya da tahta bir araçla, istenilen amaca göre serviks ya da vagina duvarına sürtme ile istenilen muayene materyeli alınır. Daha sonra bu materyel bir cam (lam) üzerine yayılır, Özel boyalarla boyanarak mikroskop altında incelenir. Vaginal smear ya da sitolojik muayene başlıca iki amaçla uygulanır. 1. Kanser araştırması, 2. Hormonal durum hakkında bilgi edinmek. Hasta için ağrısız, kolay ve son derece yararlı olan bu muayene yöntemi, özellikle rahim ağzı (serviks uteri) kanserlerinin erken dönemde teşhis edilebilmesi İçin çok yararlı bir muayene yöntemidir. Bu nedenle her kadının yılda iki kez, en az bir kez bu testi yaptırması önerilir. Uygar ülkelerde yaygın olarak uygulanan bu muayene yöntemi, ülkemizde de giderek artan bir uygulama alanı kazanmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder